bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yönetmenliğini matt ross'un yaptığı abd 2016 yapımı komedi-dram filminin başrollerinde viggo mortensen, frank langella, kathryn hahn, steve zahn oynuyor. altı tane çocuğunu ormanda yetiştirmeye çalışan bir babanın hikayesi. trailer
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    3. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mükemmel bir film. bu yılın en iyi 3-4 filminden biri. normalle anormalin kavgası. nike'ı sadece spor ayakkabı markası olarak bilenlerle yunan zafer tanrısı olarak bilenlerin çatışması. popüleri kültür ve sosyal medya diretmeleri ile inzivaya çekilip doğal hayat yaşamaya çalışanların dövüşü. kahvaltı masasında kitap okuyanlarla kahvaltı masasında elinden cep telefonu düşmeyenlerin kıyası. kim haklı? belli değil. aslında herkes haklı. ve herkes haksız. muhteşem bir film. izlemelere doyamadım. böyle yüz bin tane film olsa, tüm ömrümü bunları izlemek için harcarım. insanın sıkışmışlığı hiç bu kadar güzel anlatılmamıştı belki de. işin ilginci, benim hayalim olan şey bu filmde beyaz perdeye aktarılmıştı. (bkz: okulların gereksizliği) lütfen izleyin bu filmi. kim haklı, kim haksız? ne doğru, ne yanlış kavramlarının-sorularının dışına çıkıp düşünerek. --- spoiler --- küçük çocuğun cinsel ilişkiyle ilgili sorduğu sorulara babanın karavanda verdiği net cevaplar şimdiye dek sinema tarihinde gördüğüm en güzel ayrıntılardan ve doğrulardan biriydi. --- spoiler ---
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu filmi bana tavsiye edene gerçekten teşekkür ederim. 2016nın en iyi filmlerinden birisi. aragon reis özletmiş kendini. kesinlikle izleyin
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sıkılmadan izlenecek film bugün 3-4 kişiye tavsiye ettim
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      doğayla bağımızın nasıl koptuğunu yüzümüze yüzümüze vuruyor. eğitimin sadece okulda gerçekleşmeyecegi detayına da yer veren güzel bir film. bir eğitimci olarak noam chomsky ye sık sık atıfta bulunmaları da güzel olmuş. --- spoiler --- özellikle birçok seçkin üniversiteden davet alan çocuğun namibya üniversitesini tercih etmesi güzel bir gönderme olmuş. --- spoiler ---
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uzun zamandır aklımdaydı izlemesi de bu geceye nasip oldu. into the wild'ı tekrar okuma ve izleme isteği uyandırdığı aşikar. sorgulatıyor sana, doğanın güzelliğine karşı sen ne yapıyorsun? ona cevabın sadece tahrip etmek. insanın farkındalığını arttırıyor da günümüz tüketim toplumunda sadece bilinç kazanıyorsun. elden fazlası gelmiyor. sistemi eleştiriyor gibi görünse de aslında o sisteme ne kadar alıştığımızı yüzümüze çarpa çarpa gösteriyor. --- spoiler --- çatıdan düşen kız çocuğunun doğayla iç içe büyümesinden dolayı yaşına göre ne kadar güçlü olduğu gösteriliyor. şehir hayatında yaşayan insanlar ne kadar hasta olmaya meyilliler aslında öyle değil mi? dağ tırmanışı yapan erkek çocuğu elini kayaya sert bir şekilde vurmasına rağmen babası ona devam etmesini söylüyor, o hava ve o yükseltiye rağmen. peki ya evlerine gittikleri 7-24 x-box oynayan ve telefonu elinden düşürmeyen çocukların anne ve babaları bu durumu nasıl karşılardı. günümüz çocuklarının da en büyük sorunlarının bu olduğunu düşünüyorum. her isteği yapılan bebek/çocuk ilerleyen yaşlarında inanılmaz bir ukalalık ve kendini bilmezlik yaşıyorlar. en ufak yerleri yaralandığında -yaşı epey geçmiş olsa bile- ailelerinin yanına koşarak ağlıyorlar. kendi ayakları üzerinde durmasını öğretmiyor aile. öğretmeli ki bu bireyler ilerleyen yaşlarında zorluklara karşı hemen havlu atmasın. --- spoiler --- edit: ayrıca filmin soundtrack'ı çok güzel bir guns n' roses şarkısı. soundtrack guns n' roses
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kesinlikle izlenmesi gereken, insana bir nebzede olsa hayatı sorgulatabilen nadir filmlerden.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlediğimde direk aklıma into the wild geldi. tam olarak aynı olmasada benzer sonuçta. güzel bir filmdi. değinilmek istenen noktalar güzel değinilmiş. viggo mortensen güzel oynamış. zaten onu görünce direk aragorn diye sayıklamaya başlayıp filmin ardından yüzüklerin efendisi serisini izlemeye başladım. o yüzden ayrıntılı bir inceleme gelmez bu filmden.
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      harika bir filmdi. yolverine tavsiyesi ile izledim. i̇nsanın günlük hayatını sorgulamasına yol açıyor. --- spoiler --- bo ormanda ileri derecede astrofizik öğrenirken bizim yıllar boyu öğrenim görüp neredeyse fiziği yapamamamız çok güzel bir ironi olmuş :) ayrıca küçük çocuklar ilk kez ormandan çıktığında amerika'daki kilolu insanları görüp hipopotam'a benzetilmesi de çok doğru ve güzeldi. genel olarak dünya düzeni eleştiriliyor ve film dümdüz izlenirse anlaşılmayacak şekilde eleştiriliyor. en güzel kısım ise eğitimin sadece okul olduğunu düşündüğümüzün yüzümüze vurulması. --- spoiler ---
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bana ve çoğu yazara into the wild filmini anımsatmış. dünya saçmalıklarından kendini soyutlamak, yürüyen kitap olmak, kendini geliştirmek bunlar güzel şeyler ama kitaptaki bilgiler dışında muhabbet edemeyecek kadar insanliktan soyutlanıp makine olmak özendiğim şey değil. insan yerine göre aptal olmalı, saçma şeylere özenip heves etmeli hatta hatalar da yapmalı. sevdiğim kısımlar çocuklara karşı takındıkları açık net tavırlardı.
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üzerine kitaplar yazılası şahane film. yapısı itibariyle into the wild çağrışımı yaptı. ki bu konuda yalnız olmadığımı da başlığa bakınca gördüm. --- spoiler --- bana kalırsa filmin tek kusurlu yanı finali. içime bir türlü sinmedi. bütün film boyunca oluşturulmuş felsefenin finalde tek celsede çökmesi can sıkıcı. finalin acı gerçekleri yansıtmasına lafım yok. ama neticede bu bir film. finali için insan ister istemez "keşke ele alınan felsefe şaha kaldırılsaydı." diyor yani. hayatta olmayacağı kesin olan şey hiç değilse filmde olsaydı be.. --- spoiler ---
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Viggo Mortensenın harikalar yarattığı film. Maalesef İnto the Wild'ı bu filmden sonra izleyebildiğim için bende ters çağrışım etkisi yarattı. Hemen akabinde Viggo'nun Yeşil Rehber filmini de izledim. Çok kaliteli işler çıkarmış kendisi. Filmin sonu benim için dehşet vericiydi, çünkü işledikleri tema kapsamında sürekli kapitalizmden kaçışın ve yaşamak için farklı varyasyonlar üretebilmenin olasılığından bahsettiler. Sonunda kaçtıkları sistemin boyunduruğu altına girmeleri beni acayip hayal kırıklığına uğratmıştı. Yine de hala kafamda bir yerlerde izole hayatın keyfine varmak isteyen uslanmaz yanımı susturamadılar, ne yazık.
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      muazzam bir filmdi. bayıldım. özellikle finali çok güzel olmuş. --- spoiler --- film boyunca babanın sosyal hayatla, toplumla alakalı her şeyi bilmesi ve ona göre seçimini yapıp böyle bir hayata yönelmesine karşın çocukların her şeyden bihaber olmasını haksızlık olarak görmüştüm. yapılan şey harika ama sosyal yaşam diye bir şey de var. çocuklarına iki tarafı da gösterip seçme hakkı sunması gerektiğini düşünüyordum ki finalde de bu yapıldı. doğayla iç içe yaşamak ama sosyal yaşamdan da uzak kalmamak. gerekli ve gereksiz arasındaki ayrımı yapabilmek. otomatik portakal'da da denir ya "insan seçmezse insanlıktan çıkar." onun dışında film bana da into the wild'ı çağrıştırdı. doğayla iç içe yaşama fikrinden ötürü belki de ama ondan daha çok sevdim bu filmdeki ana fikri. into the wild, society ile savaşı anlatırken bu film society ile bulunan ortak yolu anlatıyor. şahsi fikrim bu en azından. özellikle babanın çocuğa seksi açıklaması o kadar doğal geldi ki bana. çok iyi bir sahneydi. --- spoiler ---
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her şey kusursuz olsa da kusurlu olan bir şeyler vardır. yin, yang.